14 Ekim 2016 Cuma

Çöl Kraliçesi Nicole Kidman (Gertrude Bell)

Daha önce Janet Wallach'ın  "Desert Queen" isimli roman gibi biografik kitabını okumamış olsaydım Nicole Kidman'ın Gertrude Bell'i bana inandırıcı gelebilirdi (belki). Ortadoğu'nun bugünkü durumunun müsebbiplerinden biri olduğuna inandığım Gertrude Bell'in filmde anlatıldığı gibi babasının muhalefeti nedeniyle sevgilisiyle evlenemediği  ve bu yüzden sevgilisi intihar ettiği için Ortadoğu'nun kaderini çizen kadın olmasına  inanırdım belki.


İyi bir aileden geliyor Gertrude Bell. İyi bir eğitimi var. Ama canı çok sıkılıyor. Ailesi, onu Tahran'daki İngiliz Büyükelçiliği'ne gönderiyor. Büyükelçi de teyze kocası. Orada itibar görüyor. Sevgilisini ve Ömer Hayyam'ı orada tanıyor. Farsça öğrenmeye başlıyor. Babasından haber alamadığı için İngiltere'ye geri dönüyor. Babası sevgilisi ile evliliğine karşı. Çünkü adam kumarbaz ve çok borcu var. İki arada ve İngiltere'de kalan Gertrude Hafız'ı tercüme ediyor. Sevgilisinin intiharı onu yeniden ateşliyor ve muhtemelen onu "yaşamak" için Ortadoğu'ya gidiyor. Aslında arkeolog. Bir diğer arkeolog T.S.Laurance(Arabistanlı Laurance) ile tanışıyor. İki arkeologdan iki İngiliz casusu doğuyor.


Bu sevgi ve hayranlık nasıl oluşmuş anlaşılmıyor ama Gertrude, Bedevilere hayran Dürzileri seviyor. Suudilerle iyi ilişkileri oluşuyor. Casus olması da onları sevdiğinden. ( İnanırsan.) Coğrafyayı anladıkça  Osmanlının dağılacağını 1915 yılında öngörüyor. Osmanlıdan sonra Ortadoğu'da din kökenli kabile devletlerin oluşacağını ve aralarında yaşanacak savaşları "görüyor".  İngilizler gerek Laurance gerek Gertrude Bell'in bilgilerine dayanarak Ortadoğu'yu şekillendiriyor.  Sonraki yıllarda bir takım politik görüşmelerde de yer alan Gertrude Bell, 1926 yılında intihar ediyor.

Şu bir gerçek: Ortadoğu'yu anlamaya Gertrude Bell'i tanıyarak başlamak lâzım. Tarihin çizgisine önemli bir çentik atmış bir kadın Gertrude Bell.  Ortadoğu'nun İngilizin oyun alanı olduğunu,  İngilizlerin nasıl bir kötü tohum attıklarını görünce bugün o cağrafyaya uzak gibi görünen İngilizlerin yeni Gertrude Bell ve Laurance'larla bölgeyi  elma kurdu gibi yediklerini öngörmek çok da yanlış olmaz.

Film Ortadoğu'ya giriş sayılabilir. Çok 'Hollywood'ça olduğunu söylemeliyim. En başta bir türlü yaşlanmayan Nicole Kidman yüzünden. Kadın filmin her sahnesinde kolejli kız havasında. Bu kadın katiller coğrafyasında nasıl "melek" gibi geziyor insan inanamıyor. Ondan "şeytan" çıkması imkânsız. Filmin yönetmeni ve yazarı Werner Herzog'un amacının Nicole Kidman'ı satmak olduğu anlaşılıyor. Tarih ve coğrafyayla çok da ilgili değil. Hatta umurunda değil de denebilir.  Güzel sahneleri, çölün sesi olduğuna inandığım müzikleri ile "Queen of the Desert" iki saat sizi oyalıyor. Hayâl dünyasında gezinin ama gerçek bir şeyler öğrenmek istiyorsanız Gertrude Bell hakkında yazılan kitapları okuyun.


Melih Anık     

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder